- daha çok
- a) more b) mainly
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
çok uluslu — sf. 1) İki veya daha çok ulusla ilgili olan (sanayi veya ticaret) 2) Çeşitli ulusların katılımıyla oluşturulan (ortaklık) Çok uluslu şirketler … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok karılılık — is., ğı, top. b. Bir erkeğin yasalara uygun olarak aynı zamanda iki veya daha çok sayıda kadınla evli olabildiği evlilik biçimi, polijini … Çağatay Osmanlı Sözlük
bu abdestle daha çok namaz kılınır — bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
balcı kızı daha tatlı — güzel mal satan kimselerden alınan şeyler daha çok hoşa gider anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur — kavak ağacının yaprakları tepeden dökülmeye başlar, aşağıdakiler daha sonra dökülürse o yıl kış çetin olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
az söyle, çok dinle — kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam olana çok bile — layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
EŞMEL — Daha şâmil. Çok şeyleri içine alan. Daha çok kaplamı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AHMED — Daha çok hamdeden. * Çok övülmeğe ve medhedilmeğe lâyık. * Çok sevilen. Beğenilmiş. * Hz. Peygamber in (A.S.M.) bir ismi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EGARR — Çok parlak ve kıymetli. Beyaz şey. * İşi güzel ve hatırlı olan kimse, aziz ve şerefli. (Müennesi daha çok müsta meldir: Şeriat ı Garrâ gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EŞBEH — Daha çok benzeyen. Pek benzeyen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük